|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
en büyük oğula miras kalması |
entail n.
|
|
In our village, land descends by entail from generation to generation.
Bizim köyde topraklar en büyük oğula miras kalma yoluyla nesilden nesle geçer.
More Sentences
|
2 |
General |
yaşça en büyük |
eldest adj.
|
|
The eldest of the three boys is Tom.
Üç çocuktan yaşça en büyüğü Tom'dur.
More Sentences
|
|
3 |
General |
en büyük (yaşça) |
eldest adj.
|
|
That person is my eldest brother.
O kişi benim en büyük kardeşim.
More Sentences
|
Colloquial |
|
4 |
Colloquial |
en büyük hayal |
biggest dream n.
|
|
His biggest dream is being able to speak like a native speaker.
En büyük hayali ana dili gibi konuşabilmek.
More Sentences
|
Politics |
|
5 |
Politics |
en büyük öncelik |
highest priority n.
|
|
We have given your order highest priority.
Siparişinize en büyük önceliği verdik.
More Sentences
|
Medical |
|
6 |
Medical |
en büyük kas |
gluteus maximus n.
|
|
The largest muscle in the human body is the gluteus maximus.
İnsan vücudundaki en büyük kas gluteus maximus'tur.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
en büyük iyilik |
the ultimate good n.
|
|
8 |
General |
herhangi bir alanda en büyük ödül |
blue ribbon n.
|
|
9 |
General |
en büyük çocuk olma |
primogeniture n.
|
|
10 |
General |
en büyük ortakbölen |
greatest common divisor n.
|
|
11 |
General |
büyük bir projenin en monoton ve sıkıcı bölümü |
scutwork n.
|
|
12 |
General |
en büyük kısım |
the most part n.
|
|
13 |
General |
en büyük yardımcı |
handmaid n.
|
|
14 |
General |
en büyük tapınak |
pantheon n.
|
|
15 |
General |
iberya yarım adasında bulunan en büyük nehir |
tagus n.
|
|
16 |
General |
en büyük ortakçarpan |
greatest common factor n.
|
|
17 |
General |
boyunda bulunan en büyük damar |
jugular vein n.
|
|
18 |
General |
en büyük boy |
kingsize n.
|
|
19 |
General |
güneybatı amerika ve meksika'nin çöllerinde yetişen ağaç şeklindeki en büyük kaktüs türlerinden biri |
saguaro n.
|
|
20 |
General |
müsaade edilen en büyük sayı veya miktar |
limit n.
|
|
21 |
General |
en büyük taşkın |
maximum flood n.
|
|
22 |
General |
en büyük boy |
maximum size n.
|
|
|
23 |
General |
en büyük yük |
peak load n.
|
|
24 |
General |
yerel en büyük değer |
local maximum value n.
|
|
25 |
General |
bir bölgenin en büyük kenti anlamında amerikan asıllı bir terim |
metropolis n.
|
|
26 |
General |
en büyük taşkın akışı |
maximum flood discharge n.
|
|
27 |
General |
en büyük şehir |
the biggest city n.
|
|
28 |
General |
en büyük yüzölçümü |
the largest acreage n.
|
|
29 |
General |
filipinler'in en büyük etnik grubu |
visayanh n.
|
|
30 |
General |
dünyanın en büyük mavi elması |
hope diamond n.
|
|
31 |
General |
en büyük icat |
the greatest invention n.
|
|
32 |
General |
tarihin en büyük olayları |
the great events of history n.
|
|
33 |
General |
papa’nın en büyük otorite olduğuna inanan dini görüş |
ultramontanism n.
|
|
34 |
General |
baş sayfadaki en büyük manşet |
banner headline n.
|
|
35 |
General |
dünyanın en büyük gölü |
the world's largest lake n.
|
|
36 |
General |
en büyük torun |
oldest grandchild n.
|
|
37 |
General |
en büyük zayıflık |
the biggest weakness n.
|
|
38 |
General |
en büyük zayıflık |
the greatest weakness n.
|
|
39 |
General |
demirciler tarafından kullanılan en büyük çekiç |
about-sledge n.
|
|
40 |
General |
bir ülke veya bölgedeki en büyük şehir |
primate city n.
|
|
41 |
General |
londra'da yer alan ve ingiltere'nin en büyük resim koleksiyonunu içeren büyük sanat galerisi |
national gallery n.
|
|
42 |
General |
bir şeyin en büyük delili/kanıtı |
nine points of the law n.
|
|
43 |
General |
güneybatı nikaragua'da yer alan orta amerika'nın en büyük gölü |
nicaraguan n.
|
|
44 |
General |
balıkçının yasal sınırılar içinde yakalayabileceği en büyük balık |
keeper n.
|
|
45 |
General |
en büyük destekçi kitlesi |
base n.
|
|
46 |
General |
en büyük derebeyine ödenen küçük miktarda kira |
chiefrie [obsolete] n.
|
|
47 |
General |
en büyük kısım |
main n.
|
|
48 |
General |
bir kimsenin karşısına çıkan en büyük fırsat |
main chance n.
|
|
49 |
General |
şehrin veya kasabanın en büyük caddesi |
main stem n.
|
|
50 |
General |
en büyük boy kunduz postu |
blanket n.
|
|
51 |
General |
(iskoç asiller sınıfında) vikont veya baron gibi bir unvana sahip soylunun en büyük oğlu |
master [scotland] n.
|
|
52 |
General |
(iskoç asiller sınıfında) bir kontluğun muhtemel mirasçısının en büyük oğlu |
master [scotland] n.
|
|
53 |
General |
ulaşılabilen en büyük değer |
max n.
|
|
54 |
General |
en büyük gelişimin yaşandığı zaman dilimi |
max n.
|
|
55 |
General |
verilebilecek en büyük zarar |
worst n.
|
|
56 |
General |
yapılabilecek en büyük kötülük |
worst n.
|
|
57 |
General |
hmong'ların en büyük alt gruplarından birinin üyesi |
mong leng n.
|
|
58 |
General |
en büyük pay |
lion's share n.
|
|
59 |
General |
kpop grubu olan blackpink'in en büyük üyesi |
jisoo n.
|
|
60 |
General |
gruptaki en büyük ve en küçük değerlerin ortalaması |
midrange n.
|
|
61 |
General |
gayrimeşru doğup ebeveynleri sonradan evlenen en büyük erkek çocuk |
bastard eigne n.
|
|
62 |
General |
rus çarının en büyük oğlu |
czarowitz n.
|
|
|
63 |
General |
en büyük çocuk |
first-born n.
|
|
64 |
General |
en büyük sorumluluğu yükleyen konum |
forefront n.
|
|
65 |
General |
deniz kestanesi plakası üzerindeki en büyük omurga |
primary n.
|
|
66 |
General |
yerçekimli sistemin en büyük kütleli bileşeni |
primary n.
|
|
67 |
General |
ailenin en büyük çocuğu |
primogenit n.
|
|
68 |
General |
en büyük çocuk olma |
primogenitive [obsolete] n.
|
|
69 |
General |
en büyük çocuk olma |
primogenitureship n.
|
|
70 |
General |
ispanyol/portekiz kralının en büyük oğlu |
príncipe n.
|
|
71 |
General |
kpop grubu txt (tomorrow together)'ın en büyük üyesi |
yeonjun n.
|
|
72 |
General |
bölgenin en büyük şairi |
poet laureate n.
|
|
73 |
General |
kişinin en büyük yeteneği |
someone's strong suit n.
|
|
74 |
General |
mümkün olan en büyük dereceye yükseltmek |
maximize v.
|
|
75 |
General |
mümkün olan en büyük dereceye yükseltmek |
maximise v.
|
|
76 |
General |
en büyük faydayı sağlamak |
maximize v.
|
|
77 |
General |
en büyük faydayı sağlamak |
maximise v.
|
|
78 |
General |
en büyük porsiyonda sipariş etmek |
supersize v.
|
|
79 |
General |
en büyük siyasi iktidara sahip |
sovereign adj.
|
|
80 |
General |
en küçük/en büyük |
minmax adj.
|
|
81 |
General |
elden gelen en büyük (gayret) |
utmost adj.
|
|
82 |
General |
en çok en büyük |
maximum adj.
|
|
83 |
General |
(yaşça) en büyük |
eldest adj.
|
|
84 |
General |
onuncu en büyük/geniş |
tenth-largest adj.
|
|
85 |
General |
en büyük olmayıp oldukça büyük olan |
medium-large adj.
|
|
86 |
General |
(çocuk) en büyük |
firstborn adj.
|
|
87 |
General |
(çocuk) en büyük |
first-born adj.
|
|
88 |
General |
en büyük çocuk ile ilgili |
primogenital adj.
|
|
89 |
General |
en büyük çocuk ile ilgili |
primogenitive adj.
|
|
Phrases |
|
90 |
Phrases |
bilginin en büyük düşmanı cehalet değil, bilgi yanılsamadır |
the greatest enemy of knowledge is not ignorance, it is the illusion of knowledge. expr.
|
|
91 |
Phrases |
büyük olanı en iyisidir |
big-is-best expr.
|
|
92 |
Phrases |
en büyük iyi |
the greatest good expr.
|
|
Proverb |
|
93 |
Proverb |
deneyim en büyük erdemdir |
experience is the mother of wisdom
|
|
94 |
Proverb |
deneyim en büyük erdemdir |
experience is the father of wisdom
|
|
95 |
Proverb |
herkes kendi derdinin en büyük olduğunu düşünür |
every horse thinks its own pack heaviest
|
|
96 |
Proverb |
bir malın sahipliği mülkiyet hakkının en büyük delilidir |
possession is nine parts of the law
|
|
97 |
Proverb |
zilyetlik mülkiyet hakkının en büyük delilidir |
possession is nine parts of the law
|
|
Colloquial |
|
98 |
Colloquial |
en büyük pay |
benjamin's mess n.
|
|
99 |
Colloquial |
en büyük pay |
benjamin's portion n.
|
|
100 |
Colloquial |
en büyük destekçi |
pillar of strength n.
|
|
101 |
Colloquial |
en büyük destekçi |
pillar of support n.
|
|
102 |
Colloquial |
en büyük umudumuz |
our best hope n.
|
|
103 |
Colloquial |
kendisinden en az yedi yaş büyük bir kadınla çıkan erkek |
man-cub n.
|
|
104 |
Colloquial |
yapılabilecek en büyük aptallık |
a colossally stupid thing to do n.
|
|
105 |
Colloquial |
en büyük korku (mizah yollu) |
horror of horrors n.
|
|
106 |
Colloquial |
en büyük rekabet veya başarı alanı |
big leagues n.
|
|
107 |
Colloquial |
yarışmada kazanılabilecek en büyük ödüller |
all the marbles n.
|
|
108 |
Colloquial |
(bilardoda) oyuncunun 147 puan topladığı mümkün olan en büyük seri |
maximum n.
|
|
109 |
Colloquial |
hayatında yaşadığı en büyük şok |
the shock of life n.
|
|
110 |
Colloquial |
(olaydan) mümkün olan en büyük avantajı elde etmek |
milk v.
|
|
111 |
Colloquial |
(replik veya sahneden) en büyük etkiyi elde etmek |
milk v.
|
|
112 |
Colloquial |
gelmiş geçmiş en büyük |
greatest of all time adj.
|
|
113 |
Colloquial |
bir malın sahipliği mülkiyet hakkının en büyük delilidir |
possession is nine points of the law expr.
|
|
114 |
Colloquial |
olabilecek en büyük ölçüde |
for fair expr.
|
|
Idioms |
|
115 |
Idioms |
en büyük pay |
benjamin's portion n.
|
|
116 |
Idioms |
en büyük parça |
benjamin's portion n.
|
|
117 |
Idioms |
en büyük dilim |
benjamin's portion n.
|
|
118 |
Idioms |
en büyük/en etkili savaş |
war to end all wars n.
|
|
119 |
Idioms |
dünyanın en büyük spor bahisçisi |
the biggest sports bettor in the world n.
|
|
120 |
Idioms |
en büyük soru |
000 question n.
|
|
121 |
Idioms |
en büyük destekçi |
a tower of strength n.
|
|
122 |
Idioms |
en büyük soru |
the $64 n.
|
|
123 |
Idioms |
en büyük rüyaları |
one's wishful thinking n.
|
|
124 |
Idioms |
en büyük pay |
the lion's share n.
|
|
125 |
Idioms |
en büyük tutku |
the height of ambition n.
|
|
126 |
Idioms |
en büyük destekçi |
tower of strength n.
|
|
127 |
Idioms |
şehrin en büyük caddesi |
the main drag n.
|
|
128 |
Idioms |
en büyük başarı |
crowning glory n.
|
|
129 |
Idioms |
en büyük zafer |
crowning glory n.
|
|
130 |
Idioms |
en büyük başarı |
crown of glory n.
|
|
131 |
Idioms |
en büyük zafer |
crown of glory n.
|
|
132 |
Idioms |
(birinin) elinden gelen en büyük gayret |
(one's) best shot n.
|
|
133 |
Idioms |
kendi kendinin en büyük düşmanı |
(one's) own worst enemy n.
|
|
134 |
Idioms |
kendi kendine en büyük zararı veren |
(one's) own worst enemy n.
|
|
135 |
Idioms |
kendine en büyük zararı kendi veren |
(one's) own worst enemy n.
|
|
136 |
Idioms |
en büyük pay |
a benjamin's portion n.
|
|
137 |
Idioms |
en büyük parça |
a benjamin's portion n.
|
|
138 |
Idioms |
en büyük dilim |
a benjamin's portion n.
|
|
139 |
Idioms |
en büyük pay |
a benjamin's mess n.
|
|
140 |
Idioms |
en büyük parça |
a benjamin's mess n.
|
|
141 |
Idioms |
en büyük dilim |
a benjamin's mess n.
|
|
142 |
Idioms |
en büyük destekçi |
a pillar of strength n.
|
|
143 |
Idioms |
en büyük destekçi |
a tower of strength n.
|
|
144 |
Idioms |
en büyük/en etkili savaş |
a war to end all wars n.
|
|
145 |
Idioms |
en büyük/güçlü silah |
big gun n.
|
|
146 |
Idioms |
en büyük (bir şey) |
pillar of (something) n.
|
|
147 |
Idioms |
hayatındaki en büyük korku |
the fright of your life n.
|
|
148 |
Idioms |
kendi kendinin en büyük/kötü düşmanı |
your own worst enemy n.
|
|
149 |
Idioms |
elden gelen en büyük gücü kullanmak zorunda olmak |
be on the stretch v.
|
|
150 |
Idioms |
elindeki en büyük kozu masaya sürmek/oynamak |
pull out the big guns v.
|
|
151 |
Idioms |
kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak |
become one's own worst enemy v.
|
|
152 |
Idioms |
kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak |
be one's own worst enemy v.
|
|
153 |
Idioms |
kendi kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak |
be your own worst enemy v.
|
|
154 |
Idioms |
(birinin) en büyük isteği |
(one's) heart's desire expr.
|
|
155 |
Idioms |
gelmiş geçmiş en büyük |
goat (greatest of all time) expr.
|
|
156 |
Idioms |
(bir şey) en büyük düşmanımın bile başına gelmesin |
I wouldn't wish (something) on my worst enemy expr.
|
|
Speaking |
|
157 |
Speaking |
az önce hayatının en büyük hatasını yaptın |
you just made the biggest mistake of your life n.
|
|
158 |
Speaking |
benim en büyük hayalim öğretmen olmak |
my biggest dream is to become a teacher v.
|
|
159 |
Speaking |
en büyük hayalim öğretmen olmak |
my biggest dream is to be a teacher v.
|
|
160 |
Speaking |
en büyük hayalim öğretmen olmak |
my biggest dream is to become a teacher v.
|
|
161 |
Speaking |
ailemin en büyük kızıyım |
I am the eldest daughter of my family expr.
|
|
162 |
Speaking |
bu ülkenin gördüğü en büyük yetenek |
the greatest talent this country's seen expr.
|
|
163 |
Speaking |
hayatımın en büyük günü |
greatest day of my life expr.
|
|
164 |
Speaking |
ailemin en büyük kızıyım |
I'm the eldest daughter in my family expr.
|
|
Trade/Economic |
|
165 |
Trade/Economic |
amerika'nın ikinci en büyük menkul değerler borsası |
american stock exchange n.
|
|
166 |
Trade/Economic |
alışveriş merkezindeki en büyük mağaza |
anchor store n.
|
|
167 |
Trade/Economic |
alışveriş merkezindeki en büyük mağaza |
draw tenant n.
|
|
168 |
Trade/Economic |
en büyük idare amiri |
the highest administrative authority n.
|
|
169 |
Trade/Economic |
en büyük kayıp |
largest loss n.
|
|
170 |
Trade/Economic |
en büyük kazanç |
largest win n.
|
|
171 |
Trade/Economic |
içinde her türlü ürünün satıldığı amerika'nın en büyük marketler zinciri |
wal-mart n.
|
|
172 |
Trade/Economic |
ingiltere'nin en büyük beş bankası |
big five n.
|
|
173 |
Trade/Economic |
ölçme cihazının izin verilen en büyük hatası |
error (for a measuring instrument) largest permissible n.
|
|
Law |
|
174 |
Law |
babanın ölümünden sonra mirasın en büyük çocuğa devrolması hakkı |
primogeniture n.
|
|
175 |
Law |
en büyük evlat olma |
primogeniture n.
|
|
176 |
Law |
en büyük evlat hakkı |
right of primogeniture n.
|
|
177 |
Law |
en büyük çocuğun statüsü |
primogeniture n.
|
|
178 |
Law |
mirasın varislerinden yaşça en büyük olanına miras hisselerini seçme konusunda tanınan hak |
esnecy n.
|
|
179 |
Law |
zilyetlik mülkiyet hakkının en büyük delilidir |
possession is nine points of the law n.
|
|
180 |
Law |
babanın ölümünden sonra mirasın en büyük çocuğa devrolması hakkı |
primogenitureship n.
|
|
181 |
Law |
(büyük britanya'da, abd'de) devletin ikinci en üst mevkiye sahip hukukçusu |
solicitor-general n.
|
|
Politics |
|
182 |
Politics |
hükümdarın en büyük kızına verilen unvan |
princess royal n.
|
|
183 |
Politics |
kraliyetin en büyük oğlu |
prince royal n.
|
|
184 |
Politics |
ingiliz kraliyetinin en büyük kızı |
princess royal n.
|
|
Institutes |
|
185 |
Institutes |
dünyanın en büyük tıp kütüphanesi |
national library of medicine n.
|
|
186 |
Institutes |
dünyanın en büyük tıp kütüphanesi |
united states national library of medicine n.
|
|
187 |
Institutes |
dünyanın en büyük tıp kütüphanesi |
u.s. national library of medicine n.
|
|
Technical |
|
188 |
Technical |
demir ustalarının kullandığı en büyük çekiç |
about-sledge n.
|
|
189 |
Technical |
ana modeller için en büyük kapasitelerin aralığı |
range of maximum capacities for basic models n.
|
|
190 |
Technical |
beklenebilecek en büyük kaza |
maximum anticipated accident n.
|
|
191 |
Technical |
büyük köpek takımyıldızının en parlak yıldızı |
dog star n.
|
|
192 |
Technical |
elde edilebilir en büyük kazanç |
maximum available gain n.
|
|
193 |
Technical |
en büyük simetrik ışıma alanı |
maximum symmetrical radiation field n.
|
|
194 |
Technical |
en büyük çalışma basıncı |
operating pressure n.
|
|
195 |
Technical |
en büyük boy |
maximum size n.
|
|
196 |
Technical |
en büyük ses basıncı seviye ölçüm metodu |
maximum sound pressure level measurement method n.
|
|
197 |
Technical |
en büyük çalışma basıncı |
maximum working pressure n.
|
|
198 |
Technical |
en büyük yük kapasitesi |
maximum load capacity n.
|
|
199 |
Technical |
en büyük olabilirlik kestirimi |
maximum likelihood estimation n.
|
|
200 |
Technical |
en büyük ortak bölen |
greatest common divisor n.
|
|
201 |
Technical |
en büyük ortak faktör ya da etken |
greatest common factor n.
|
|
202 |
Technical |
en büyük taşkın akışı |
maximum flood discharge n.
|
|
203 |
Technical |
en büyük yoğunluğun tayini |
determination of the maximum density n.
|
|
204 |
Technical |
en büyük doyma ses basınç seviyesi |
maximum saturation sound pressure level n.
|
|
205 |
Technical |
en büyük taşkın |
maximum flood n.
|
|
206 |
Technical |
en büyük olabilirlik alıcısı |
maximum likelihood receiver n.
|
|
207 |
Technical |
en büyük boy |
king size n.
|
|
208 |
Technical |
en büyük ortak ölçüm |
greatest common measure n.
|
|
209 |
Technical |
herhangi bir kürenin en büyük dairesi |
diametral plane n.
|
|
210 |
Technical |
motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipi |
fan engine n.
|
|
211 |
Technical |
müsaade edilen en büyük çalışma basıncı |
maximum allowable operating pressure n.
|
|
212 |
Technical |
en büyük endeks değeri |
handle n.
|
|
Computer |
|
213 |
Computer |
en büyük genişlik |
largest width n.
|
|
214 |
Computer |
en büyük kimlik numarası |
highest id n.
|
|
215 |
Computer |
en büyük fark |
maximum change n.
|
|
216 |
Computer |
en büyük değişiklik |
maximum change n.
|
|
217 |
Computer |
en büyük gerilim |
maximum voltage n.
|
|
218 |
Computer |
en büyük vektör |
maximum vector n.
|
|
219 |
Computer |
en büyük boyut |
maximum size n.
|
|
220 |
Computer |
en küçük-en büyük ilkesi |
minimax principle n.
|
|
221 |
Computer |
en büyük çalışma kümesi |
max working set n.
|
|
222 |
Computer |
en büyük paket boyutu |
max packet size n.
|
|
223 |
Computer |
en büyük değer |
maximum value n.
|
|
224 |
Computer |
en büyük çerçeve boyutu |
max frame size n.
|
|
225 |
Computer |
en büyük olabilirlik kestirimi |
maximum likelihood estimation n.
|
|
226 |
Computer |
en büyük çözünürlük |
max resolution n.
|
|
227 |
Computer |
en büyük f-oranı |
maximum f-ratio n.
|
|
228 |
Computer |
en büyük kare boyutu |
max frame size n.
|
|
229 |
Computer |
en büyük değerler |
top values n.
|
|
230 |
Computer |
en büyük tarama w/l |
max scan w/l n.
|
|
231 |
Computer |
en büyük disk önbelleği boyutu |
maximum disk cache size n.
|
|
232 |
Computer |
en büyük tarama boyutu |
max scan size n.
|
|
233 |
Computer |
en büyük paket boyutu |
maximum packet size n.
|
|
234 |
Computer |
en büyük olabilirlik alıcısı |
maximum likelihood receiver n.
|
|
235 |
Computer |
internet üzerindeki en büyük açık artırma usulü alışveriş sitesi |
e-bay n.
|
|
236 |
Computer |
otomatik süzme için en büyük liste boyutu |
maximum list size for auto-filter n.
|
|
237 |
Computer |
özel en büyük |
custom max n.
|
|
238 |
Computer |
tx en büyük öncelik |
tx max priority n.
|
|
239 |
Computer |
olası en büyük |
maximum adj.
|
|
240 |
Computer |
belgeyi en büyük boyutuna büyüt |
maximize document expr.
|
|
241 |
Computer |
genel en büyük |
grand max expr.
|
|
242 |
Computer |
en büyük hale getirildi |
maximized expr.
|
|
243 |
Computer |
en büyük hale getirildi |
maximised expr.
|
|
244 |
Computer |
şifreniz 8 ile 16 karakterden oluşmalı ve en az bir küçük harf, bir büyük harf ve bir de rakam içermeli |
your password must be 8-16 characters, and include at least one lowercase letter, one uppercase letter, and a number expr.
|
|
245 |
Computer |
x kategori ekseni en büyük değerde kesişsin |
category x axis crosses at maximum value expr.
|
|
246 |
Computer |
y değeri ekseni en büyük kategoride kesişsin |
value y axis crosses at maximum category expr.
|
|
247 |
Computer |
x ekseni en büyük değerde keser |
value x axis crosses at maximum value expr.
|
|
248 |
Computer |
y ekseni en büyük değerde keser |
value y axis crosses at maximum value expr.
|
|
Informatics |
|
249 |
Informatics |
en büyük gerilim |
maximum voltage n.
|
|
250 |
Informatics |
en büyük ortak bölen |
greatest common divisor n.
|
|
251 |
Informatics |
en büyük olabilirlik kestirimi |
maximum likelihood estimation n.
|
|
252 |
Informatics |
en büyük alt sınır |
greatest lower bound n.
|
|
Telecom |
|
253 |
Telecom |
en büyük hızda işlemlerin sıraya konma süresi |
maximum fast spooling time n.
|
|
Electric |
|
254 |
Electric |
elde edilebilir en büyük kazanç |
maximum available gain n.
|
|
255 |
Electric |
en büyük gerilim |
maximum voltage n.
|
|
Textile |
|
256 |
Textile |
en büyük kuvvet altında boyca uzama |
elongation at maximum force n.
|
|
257 |
Textile |
en büyük dikiş kopma kuvveti |
maximum force to seam rupture n.
|
|
258 |
Textile |
en büyük kuvvetin tayini |
determination of maximum force n.
|
|
259 |
Textile |
giyim eşyasının en büyük ve en küçük numarası |
end size n.
|
|
Construction |
|
260 |
Construction |
agreganın en büyük tane büyüklüğü |
maximum aggregate size n.
|
|
261 |
Construction |
rutubet nedeniyle en büyük boyutsal değişimlerin ölçülmesi |
measurement of extremes of dimensional variations due to moisture content n.
|
|
262 |
Construction |
en büyük açılı glasi bölümü |
ridge n.
|
|
Railway |
|
263 |
Railway |
demiryolu hattındaki direk, tünel duvarı gibi yapılar ile o yoldan geçecek en büyük lokomotifin çevresi arasındaki boşluk payı |
clearance n.
|
|
Aeronautic |
|
264 |
Aeronautic |
en büyük açma kuvveti |
full open force n.
|
|
265 |
Aeronautic |
en büyük çekme akışı |
full intake flow n.
|
|
Marine |
|
266 |
Marine |
en büyük dalga |
largest wave n.
|
|
267 |
Marine |
en büyük liman |
chief port n.
|
|
268 |
Marine |
yelkenli geminin en büyük sandalı |
longboat n.
|
|
Medical |
|
269 |
Medical |
dünyanın en büyük sağlık problemlerinden biri |
one of the greatest health problems of the world n.
|
|
Anatomy |
|
270 |
Anatomy |
büyük trokanterin en yüksek noktası |
trochanterion n.
|
|
271 |
Anatomy |
büyük trokanterin en yüksek noktası |
trochanter point n.
|
|
272 |
Anatomy |
organın en büyük veya temel bölümü |
body n.
|
|
273 |
Anatomy |
kol sinir ağının en büyük dalı |
musculospiral nerve n.
|
|
274 |
Anatomy |
baş parmakla eklem yapan en büyük el bilek kemiği |
os scaphoideum n.
|
|
Math |
|
275 |
Math |
lineer bağımsız alt matrislerden en büyük olanının derecesi |
rank n.
|
|
276 |
Math |
ardışık iki nokta arasındaki en büyük fark |
norm n.
|
|
277 |
Math |
en büyük öğe |
greatest element n.
|
|
278 |
Math |
en büyük ortak bölen |
highest common factor n.
|
|
279 |
Math |
en büyük tamsayı fonksiyonu |
greatest integer function n.
|
|
280 |
Math |
en büyük ortak bölen |
greatest common divisor n.
|
|
281 |
Math |
en büyük ortakbölen |
greatest common divisor n.
|
|
282 |
Math |
en büyük eleman |
greatest element n.
|
|
283 |
Math |
en büyük tekterımli çarpan |
greatest monomial factor n.
|
|
284 |
Math |
en büyük alt sınır |
greatest lower bound n.
|
|
285 |
Math |
en büyük ortakçarpan |
greatest common factor n.
|
|
286 |
Math |
fonksiyonun en büyük değerini bulma |
maximization n.
|
|
287 |
Math |
fonksiyonun verilen aralıkta alabileceği en büyük değer |
maximum n.
|
|
288 |
Math |
kümedeki en büyük sayı |
maximum n.
|
|
289 |
Math |
en büyük ortak bölen |
greatest common denominator n.
|
|
290 |
Math |
en büyük ortak bölen |
greatest common factor n.
|
|
291 |
Math |
bir polinomun tüm katsayılarının en büyük ortak böleni |
content n.
|
|
292 |
Math |
örgüdeki iki elemanın en büyük alt sınırı |
intersection n.
|
|
293 |
Math |
alt sınırı olan her kümenin en büyük alt sınıra sahip olduğu (örgü) |
complete adj.
|
|
294 |
Math |
en büyük ortak bölen |
hcf (highest common factor) abrev.
|
|
295 |
Math |
en büyük alt sınır |
glb (greatest lower bound.) abrev.
|
|
296 |
Math |
en büyük ortak bölen |
gcf (greatest common factor) abrev.
|
|
297 |
Math |
en büyük ortak çarpan |
gcf (greatest common factor) abrev.
|
|
Geometry |
|
298 |
Geometry |
büyük çember üzerinde yer alan iki nokta arasındaki en kısa yayı izleyen yol |
great circle route n.
|
|
299 |
Geometry |
çevresi en büyük alanı içeren yüzey eğrisi |
didonia n.
|
|
Logic |
|
300 |
Logic |
verili bir sınıfın her üyesinin mantıksal parçası olan en büyük birey |
nucleus n.
|
|
Statistics |
|
301 |
Statistics |
en küçük-en büyük strateji |
minimax strategy n.
|
|
302 |
Statistics |
en büyük entropi yöntemi |
maximum entropy method n.
|
|
303 |
Statistics |
en büyük ölçüt |
maximum criterion n.
|
|
304 |
Statistics |
en büyük çeyrek |
quartimax n.
|
|
305 |
Statistics |
en büyük olasılık tahmin edicisi |
maximum probability estimator n.
|
|
306 |
Statistics |
en küçük-en büyük sağlam tahmin edicisi |
minimax robust estimator n.
|
|
307 |
Statistics |
en küçük-en büyük ilkesi |
minimax principle n.
|
|
308 |
Statistics |
en küçük-en büyük tahmin edicisi |
minimax estimation n.
|
|
309 |
Statistics |
en büyük f oranı |
maximum f-ratio n.
|
|
310 |
Statistics |
en küçük-en büyük kabul etmeme ilkesi |
minimax regret principle n.
|
|
311 |
Statistics |
studentleştirilmiş en büyük mutlak sapma |
studentized maximum absolute deviate n.
|
|
Chemistry |
|
312 |
Chemistry |
(atom çekirdeği) en büyük atom numarasına sahip olan |
superheavy adj.
|
|
Biology |
|
313 |
Biology |
gövdesi 15 cm genişliğe ulaşabilen dünyadaki en büyük yıldız mantarı |
astraeus pteridis n.
|
|
Marine Biology |
|
314 |
Marine Biology |
kulaktaki en büyük otolith |
saggita n.
|
|
315 |
Marine Biology |
abd'de bulunan en büyük yassı balık |
atlantic halibut n.
|
|
316 |
Marine Biology |
abd'de bulunan en büyük yassı balık |
hippoglossus hippoglossus n.
|
|
317 |
Marine Biology |
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık |
makaira nigricans n.
|
|
318 |
Marine Biology |
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık |
blue marlin (makaira nigricans) n.
|
|
319 |
Marine Biology |
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık |
marlin (makaira nigricans) n.
|
|
Astronomy |
|
320 |
Astronomy |
asteroid kuşağının en büyük ve ilk keşfedilen asteroiti olan cüce gezegen |
ceres n.
|
|
321 |
Astronomy |
satürn'ün en büyük uydusu |
titan n.
|
|
322 |
Astronomy |
büyük köpek takımyıldızındaki en parlak yıldız |
alpha canis majoris n.
|
|
323 |
Astronomy |
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu |
alpha ursae majoris n.
|
|
324 |
Astronomy |
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu |
dubhe n.
|
|
325 |
Astronomy |
büyük köpek burcunda en parlak yıldız |
dog star n.
|
|
326 |
Astronomy |
uranüs'ün dört büyük uydusunun en küçüğü |
ariel n.
|
|
327 |
Astronomy |
aydaki en büyük kraterlerden biri |
baily n.
|
|
328 |
Astronomy |
bilinen en büyük yıldızlardan birinin bulunduğu yıldız sistemi |
epsilon aurigae n.
|
|
329 |
Astronomy |
güneş sistemi'nin en büyük dört gezegeninden biri |
major planet n.
|
|
330 |
Astronomy |
asteroit kuşağı'nın en parlak ve ikinci büyük gök cismi |
vesta n.
|
|
331 |
Astronomy |
en büyük dördüncü asteroid |
juno n.
|
|
332 |
Astronomy |
bir gökcisminin yerçekimsel olarak bağlı olduğu noktaya olan en büyük ve en küçük uzaklığının ortalaması |
mean distance n.
|
|
333 |
Astronomy |
yaklaşık 400 km'lik çapı ile satürn'ün en büyük yedinci uydusu |
mimas n.
|
|
334 |
Astronomy |
bilinen en büyük dördüncü asteroit |
hygieia n.
|
|
335 |
Astronomy |
jüpiter'in en büyük uydusu |
ganymede n.
|
|
336 |
Astronomy |
ay üzerinde yer alan en büyük kraterlerden biri |
clavius n.
|
|
337 |
Astronomy |
satürn'ün dördüncü en büyük uydusu |
dione n.
|
|
338 |
Astronomy |
satürn'ün en büyük üçüncü uydusu |
iapetus n.
|
|
339 |
Astronomy |
jüpiter'in en büyük üçüncü uydusu |
io n.
|
|
340 |
Astronomy |
66 milyar güneş kütlesine sahip şimdiye dek keşfedilmiş en büyük kara delik |
ton 618 n.
|
|
341 |
Astronomy |
büyük ayı takımyıldızında bulunan en parlak iki yıldız |
the pointers n.
|
|
Zoology |
|
342 |
Zoology |
afrika'ya özgü, en büyük yaşayan kurbağa |
goliath frog (rana goliath) n.
|
|
343 |
Zoology |
amerika'da yaşamış bilinen en büyük mamut |
imperial mammoth (archidiskidon imperator) n.
|
|
344 |
Zoology |
amerika'da yaşamış bilinen en büyük mamut |
imperial elephant n.
|
|
345 |
Zoology |
henüz hiç görülmemiş bilinen en büyük yumuşakça |
architeuthis n.
|
|
346 |
Zoology |
en büyük fino ırkı |
large poodle n.
|
|
347 |
Zoology |
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare |
queen n.
|
|
348 |
Zoology |
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare |
queen mole rat n.
|
|
349 |
Zoology |
bugüne kadar yaşamış olduğu bilinen en büyük keseli türü |
diprotodon n.
|
|
350 |
Zoology |
madagaskar'a özgü en büyük etobur hayvan türü |
cryptoprocta ferox n.
|
|
351 |
Zoology |
madagaskar'a özgü en büyük etobur hayvan türü |
fossa cat n.
|
|
352 |
Zoology |
madagaskar'a özgü en büyük etobur hayvan türü |
fossa n.
|
|
Botanic |
|
353 |
Botanic |
dünyanın en büyük çiçeğine sahip bitki türü |
rafflesia n.
|
|
354 |
Botanic |
şemsiye biçiminde çiçekler grubundaki ilk veya en büyük çiçek |
universal umbel n.
|
|
Fishery |
|
355 |
Fishery |
kamış oltada içinden misinanın geçtiği ele en yakın yerdeki en büyük çaplı kılavuz |
butt guide n.
|
|
Social Sciences |
|
356 |
Social Sciences |
filipinler'in en büyük etnik gruplarından birine mensup kimse |
bisayan n.
|
|
357 |
Social Sciences |
filipinler'in en büyük etnik gruplarından birine mensup kimse |
bisaya n.
|
|
358 |
Social Sciences |
filipinler'in en büyük etnik gruplarından birine mensup kimse |
visayan n.
|
|
359 |
Social Sciences |
hmongların en büyük alt gruplarından birine mensup kimse |
hmong daw n.
|
|
Education |
|
360 |
Education |
amerika birleşik devletleri'nde bulunan en büyük üniversite kardeşliği/cemiyeti |
alpha phi omega n.
|
|
Literature |
|
361 |
Literature |
en büyük erkek evlat |
dauphin n.
|
|
362 |
Literature |
en büyük erkek çocuk |
dauphin n.
|
|
Linguistics |
|
363 |
Linguistics |
avustronezyan olmayan en büyük dil grubu |
trans-new guinea phylum n.
|
|
364 |
Linguistics |
avustronezyan olmayan en büyük dil grubu |
new guinea macrophylum n.
|
|
History |
|
365 |
History |
hanedan armalarında en büyük erkek evladı gösteren, düz çizgi üzerinde aşağı bakan çıkıntıların bulunduğu arma işareti |
label n.
|
|
366 |
History |
kuzey amerika'da eskiden yaşamış olan siyu kabilesinin yedi gruptan oluşan en büyük üyesi |
lakota n.
|
|
367 |
History |
çarın en büyük oğlu |
tsesarevitch n.
|
|
368 |
History |
çarın en büyük oğlu |
tsesarevich n.
|
|
369 |
History |
çarın en büyük oğlu |
tsesarewich n.
|
|
370 |
History |
çarın en büyük oğlu |
tsesarewitch n.
|
|
371 |
History |
çarın en büyük oğlunun eşi |
tsesarevna n.
|
|
372 |
History |
ingiliz tarihinin en büyük komplosu olduğu düşünülen barut komplosunun ortaya çıkarılması ve engellenmesinin kutlandığı gün |
guy fawkes day n.
|
|
373 |
History |
ingiliz tarihinin en büyük komplosu olduğu düşünülen barut komplosunun ortaya çıkarılması ve engellenmesinin kutlandığı gün |
bonfire night n.
|
|
374 |
History |
ingiliz tarihinin en büyük komplosu olduğu düşünülen barut komplosunun ortaya çıkarılması ve engellenmesinin kutlandığı gün |
guy fawkes night n.
|
|
375 |
History |
osmanlı imparatorluğu'nda en büyük sivil ve askeri yönetim bölgesi |
state n.
|
|
376 |
History |
(fransa) kralın en büyük oğlu |
dolphin n.
|
|
377 |
History |
antik atinalılar arasında en büyük siyasi alt bölüm |
phyle n.
|
|
Archaeology |
|
378 |
Archaeology |
yeryüzünde yaşamış en büyük etçil hayvanlar |
carnosaura n.
|
|
379 |
Archaeology |
angkor harabelerinin arasındaki en büyük ve en iyi korunmuş khmer tapınağı |
angkor wat n.
|
|
380 |
Archaeology |
angkor harabelerinin arasındaki en büyük ve en iyi korunmuş khmer tapınağı |
angkor vat n.
|
|
Religious |
|
381 |
Religious |
adem ile havva'nın en büyük oğulları |
cain [bible] n.
|
|
382 |
Religious |
adem ile havva'nın en büyük oğulları |
kain [bible] n.
|
|
383 |
Religious |
kanada'daki en büyük protestan kilisesi |
united church of canada n.
|
|
384 |
Religious |
abd'deki en büyük protestan kilisesi |
united church of christ n.
|
|
385 |
Religious |
ham'ın en büyük oğlu |
kush n.
|
|
386 |
Religious |
bilgeliği ve azizliği için en büyük itibarı gören kimse |
mahatma [india] n.
|
|
387 |
Religious |
çin, tibet ve japonya'da en yaygın din olup evrensel kurtuluşu aramanın önemini vurgulayan, budizm'in iki büyük ekolünden biri |
mahayana n.
|
|
388 |
Religious |
çin, tibet ve japonya'da en yaygın din olup evrensel kurtuluşu aramanın önemini vurgulayan, budizm'in iki büyük ekolünden biri |
great vehicle n.
|
|
389 |
Religious |
çin, tibet ve japonya'da en yaygın din olup evrensel kurtuluşu aramanın önemini vurgulayan, budizm'in iki büyük ekolünden biri |
mahayana buddhism n.
|
|
390 |
Religious |
(eski ahit'te) yusuf'un en büyük oğlu |
manasseh n.
|
|
391 |
Religious |
yakup ve lea'nın en büyük oğlu |
reuben n.
|
|
Geography |
|
392 |
Geography |
fas'ın güney doğusunda, sahra'nın en büyük vahası |
tafilelt n.
|
|
393 |
Geography |
fas'ın güney doğusunda, sahra'nın en büyük vahası |
tafilalet n.
|
|
394 |
Geography |
avustralya'nın güneydoğusunda bulunan dünyadaki en büyük mercan kayalığı |
reef n.
|
|
395 |
Geography |
rusya'da st. petersburg'un kuzeybatısında yer alan, avrupa'nın en büyük gölü |
ladoga n.
|
|
396 |
Geography |
rusya'da st. petersburg'un kuzeybatısında yer alan, avrupa'nın en büyük gölü |
ladoga lake n.
|
|
397 |
Geography |
asya veya avrupa'daki en büyük tatlı su gölü ve dünyanın en derin gölü |
lake baikal n.
|
|
398 |
Geography |
asya veya avrupa'daki en büyük tatlı su gölü ve dünyanın en derin gölü |
lake baykal n.
|
|
399 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'den dördüncü en büyüğü olan, erie kanalı ile hudson nehri'ne bağlanan göl |
lake erie n.
|
|
400 |
Geography |
orta avustralya’da yer alan, ülkedeki en büyük göl ve kıtanın en düşük noktası olan sığ tuz gölü |
lake eyre n.
|
|
401 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in ikinci en büyüğü olan göl |
lake huron n.
|
|
402 |
Geography |
kuzeybatı rusya'da st. petersburg'un kuzeyinde yer alan, neva nehri'nden finlandiya körfezi'ne akan avrupa'nın en büyük gölü |
lake ladoga n.
|
|
403 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü |
lake michigan n.
|
|
404 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in en küçüğü |
lake ontario n.
|
|
405 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in en derini olan, dünyanın en büyük tatlı su gölü |
lake superior n.
|
|
406 |
Geography |
orta afrika'da tanzanya ve kongo arasındaki büyük yarık vadisi'nde yer alan dünyanın en uzun gölü |
lake tanganyika n.
|
|
407 |
Geography |
isveç'in en büyük gölü |
lake vanern n.
|
|
408 |
Geography |
afrika'daki nil nehri'nin başlıca su kaynağı olan en büyük göl ve dünyadaki ikinci en büyük tatlı su gölü |
lake victoria n.
|
|
409 |
Geography |
gana sınırları içinde bulunan dünyanın en büyük insan yapımı göllerinden biri |
lake volta n.
|
|
410 |
Geography |
meksika'nın en büyük gölü |
chapala n.
|
|
411 |
Geography |
güneybatı nikaragua'da yer alan orta amerika'nın en büyük gölü |
nicaragua lake n.
|
|
412 |
Geography |
amerikan samoası'nın en büyük adası |
tutuila n.
|
|
413 |
Geography |
bahamalardaki en büyük ada |
andros n.
|
|
414 |
Geography |
porto riko'da yer alan, dünyanın en büyük radyo teleskopunun bulunduğu gözlemevi |
arecibo observatory n.
|
|
415 |
Geography |
japonya'nın en büyük yanardağlarından biri |
asama n.
|
|
416 |
Geography |
japonya'nın en büyük yanardağlarından biri |
mount asama n.
|
|
417 |
Geography |
abd'nin alaska eyaletinin aleut adaları zincirindeki en büyük ada |
unimak island n.
|
|
418 |
Geography |
büyük okyanus'un güneybatısındaki vanuatu'da yer alan en büyük ada |
espíritu santo n.
|
|
419 |
Geography |
dünyanın en büyük adası |
kalaallit nunaat n.
|
|
420 |
Geography |
dünyanın en büyük adası |
gronland n.
|
|
421 |
Geography |
ürdün'ün en büyük ikinci şehri |
zarqa n.
|
|
422 |
Geography |
mısır'ın başkenti ve afrika'nın en büyük şehri |
el qahira n.
|
|
423 |
Geography |
endonezya'nın en büyük beşinci şehri |
ujung pandang n.
|
|
424 |
Geography |
karadağ'ın başkenti ve en büyük şehri |
podgorica n.
|
|
425 |
Geography |
çin'in pekin kentindeki dünyanın en büyük meydanı |
tiananmen square n.
|
|
426 |
Geography |
nikaragua'nın başkenti ve en büyük şehri |
nicaraguan capital n.
|
|
427 |
Geography |
moritanya'nın başkenti ve en büyük şehri |
nouakchott n.
|
|
428 |
Geography |
çad'ın başkenti ve en büyük şehri |
ndjamena n.
|
|
429 |
Geography |
kuzey irlanda'da yer alan ve ingiliz adaları'ndaki en büyük göl |
neagh n.
|
|
430 |
Geography |
birleşik devletler ve new york eyaletinin en büyük şehri |
new york city n.
|
|
431 |
Geography |
nijer'in başkenti ve en büyük şehri |
niamey n.
|
|
432 |
Geography |
slovenya'nın başkenti ve en büyük şehri |
laibach n.
|
|
433 |
Geography |
slovenya'nın başkenti ve en büyük şehri |
ljubljana n.
|
|
434 |
Geography |
ryukyu adaları'nda yer alan en büyük şehir |
naha city n.
|
|
435 |
Geography |
tayvan'ın başkenti ve en büyük şehri |
taipei n.
|
|
436 |
Geography |
tayvan'ın başkenti ve en büyük şehri |
t'ai-pei n.
|
|
437 |
Geography |
meksika'da bir eyalet ve bu eyaletin en büyük şehri |
campeche n.
|
|
438 |
Geography |
mali'nin en büyük şehri ve başkenti |
bamako n.
|
|
439 |
Geography |
bolivya'nın batısında, titicaca gölü yakınında yer alan başkenti ve en büyük şehri |
la paz n.
|
|
440 |
Geography |
güney afrika'da yüzölçümü bakımından en büyük ancak en seyrek nüfuslu bölge |
northern cape n.
|
|
441 |
Geography |
avusturya'nın en büyük eyaleti |
niederösterreich n.
|
|
442 |
Geography |
belize'nin en büyük şehri |
belize city n.
|
|
443 |
Geography |
büyük britanya'nın en yüksek dağı |
ben nevis n.
|
|
444 |
Geography |
akdeniz'deki en büyük yunan adası |
kriti n.
|
|
445 |
Geography |
ukrayna'nın başkenti ve en büyük şehri |
kyyiv n.
|
|
446 |
Geography |
kuzey mısır'da, nil deltası'nda ülkenin en büyük tekstil üretim merkezlerinden biri olan şehir |
mahalla el kubra n.
|
|
447 |
Geography |
kuzey mısır'da, nil deltası'nda ülkenin en büyük tekstil üretim merkezlerinden biri olan şehir |
el mahalla el kubra n.
|
|
448 |
Geography |
isveç'in en büyük ikinci gölü |
vättern n.
|
|
449 |
Geography |
litvanya'nın başkenti ve en büyük şehri |
vilno n.
|
|
450 |
Geography |
fiji cumhuriyeti'nin en büyük adası |
viti levu n.
|
|
451 |
Geography |
katar'ın en büyük limanı |
bida n.
|
|
452 |
Geography |
doğu tunus'ta yer alan, ülkenin en büyük ikinci kenti |
safaqis n.
|
|
453 |
Geography |
doğu tunus'ta yer alan, ülkenin en büyük ikinci kenti |
sfax n.
|
|
454 |
Geography |
keşm adası'nın en büyük kenti |
qeshm n.
|
|
455 |
Geography |
kuzey karolina'nın en büyük şehri |
queen city n.
|
|
456 |
Geography |
en büyük ve en güneydeki hawaii adası |
big island n.
|
|
457 |
Geography |
en büyük ve en güneydeki hawaii adası |
big-island n.
|
|
458 |
Geography |
londra'nın en büyük balık pazarı |
billingsgate n.
|
|
459 |
Geography |
basra körfezi kıyısında yer alan, bahreyn'in başkenti ve en büyük şehri |
manama n.
|
|
460 |
Geography |
mozambik'in en büyük şehri ve aynı zamanda başkenti |
maputo n.
|
|
461 |
Geography |
kuzeydoğu çin'in en büyük şehri |
ha-erh-pin n.
|
|
462 |
Geography |
kanada, yeni iskoçya'nın başkenti ve en büyük şehri |
halifax n.
|
|
463 |
Geography |
litvanya'nın başkenti ve en büyük şehri |
wilno n.
|
|
464 |
Geography |
litvanya'nın başkenti ve en büyük şehri |
vilna n.
|
|
465 |
Geography |
litvanya'nın başkenti ve en büyük şehri |
vilno n.
|
|
466 |
Geography |
zimbabve'nin en büyük şehri ve başkenti |
harare n.
|
|
467 |
Geography |
güney-orta hawaii'de yer alan ve takımadanın en büyük ikinci adası olan volkanik ada |
maui n.
|
|
468 |
Geography |
güney-orta hawaii'de yer alan ve takımadanın en büyük ikinci adası olan volkanik ada |
maui island n.
|
|
469 |
Geography |
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü |
michigan lake n.
|
|
470 |
Geography |
hawaii takımadası'ndaki en büyük ada |
hawai'i n.
|
|
471 |
Geography |
honduras'ın başkenti ve en büyük şehri |
honduran capital n.
|
|
472 |
Geography |
almanya'da bavyera eyaletinin en büyük şehri ve başkenti |
muenchen n.
|
|
473 |
Geography |
guyana'nın en büyük limanı |
stabroek n.
|
|
474 |
Geography |
israil'in en büyük havalimanı |
lod n.
|
|
475 |
Geography |
israil'in en büyük havalimanı |
lydda n.
|
|
476 |
Geography |
abd virjin adaları'nda bulunan en büyük st. croix şehri |
christiansted n.
|
|
477 |
Geography |
vietnam'ın en büyük 4. şehri |
danang n.
|
|
478 |
Geography |
vietnam'ın en büyük 4. şehri |
da nang n.
|
|
479 |
Geography |
bahamalar'ın en kuzeyindeki abaco ve cay takımadalarının en büyük adası |
great abaco n.
|
|
480 |
Geography |
abd'nin en büyük şehri |
greater new york n.
|
|
481 |
Geography |
afrika kıtasında yer alan togo'nun başkenti ve en büyük şehri |
lomé n.
|
|
482 |
Geography |
iskoçya'nın en büyük gölü |
lomond n.
|
|
483 |
Geography |
iskoçya'nın en büyük gölü |
loch lomond n.
|
|
484 |
Geography |
iskoçya'nın en büyük gölü |
lomond loch n.
|
|
485 |
Geography |
büyük britanya'nın en uzun nehri |
river severn n.
|
|
486 |
Geography |
büyük britanya'nın en uzun nehri |
severn n.
|
|
487 |
Geography |
büyük britanya'nın en uzun nehri |
severn river n.
|
|
488 |
Geography |
kanada'nın nunavut bölgesinin başkenti ve en büyük yerleşim yeri |
iqaluit n.
|
|
489 |
Geography |
yunanistan'ın girit adası'nın en büyük şehri, limanı ve yönetim merkezi |
iraklion n.
|
|
490 |
Geography |
latin amerika'nın en büyük ülkesi |
federative republic of brazil n.
|
|
491 |
Geography |
abd'nin alabama eyaletinin en büyük şehri |
pittsburgh of the south n.
|
|
492 |
Geography |
el salvador'un başkenti ve en büyük şehri |
salvadoran capital n.
|
|
493 |
Geography |
el salvador'un başkenti ve en büyük şehri |
san salvador n.
|
|
494 |
Geography |
yeşil burun adaları'nın en büyük adası |
são tiago n.
|
|
495 |
Geography |
yeşil burun adaları'nın en büyük adası |
sao tiago island n.
|
|
496 |
Geography |
yeşil burun adaları'nın en büyük adası |
sãotiago n.
|
|
497 |
Geography |
samoa'nın en büyük adası |
savaii n.
|
|
498 |
Geography |
samoa'nın en büyük adası |
savai'i n.
|
|
499 |
Geography |
abd'nin missouri eyaletinin en büyük kenti |
gateway to the west n.
|
|
500 |
Geography |
dominika'nın başkenti ve en büyük şehri |
roseau n.
|
|